Yapılan birçok psikolojik çalışma, anne karnındaki algı ve doğum tecrübesinin, bireyin hayatında önemli rol oynayan anlar olduğunu kanıtlamak üzere olumlu sonuçlar vermektedir.
Son zamanlarda bireyin farkındalığı yükseldikçe, var oluşuna dair bütün evreleri, geriye dönük çalışmalarla kavrayabileceği ve yeniden canlandırabileceği tekniklere yönelmektedirler. Psikodrama, hipnoz gibi popüler terapilerle fetüs ya da cenin dönemindeki hallerini hatırlamaya çalışan, doğum ve doğum sonrası deneyimlerini hatırladıklarını iddia eden insanlar her geçen gün daha çok artmaktadır. Peki neden cenin halimizi merak ediyoruz? Ya da neden doğarken ne hissettiğimizi bilmek istiyoruz? Çünkü hayatımızın ve hayatımıza verdiğimiz tepkilerin belirginleştiği, karakterimizin temellerinin atıldığı dönemlerin, farkındalığımızın meydana geldiği ilk anlardan itibaren başladığını içten içe biliyoruz.
Yapılan birçok psikolojik çalışma, anne karnındaki algı ve doğum tecrübesinin, bireyin hayatında önemli rol oynayan anlar olduğunu kanıtlamak üzere olumlu sonuçlar vermektedir. Anne karnındaki bebeğin ışığa duyarlı olması, aminosentez iğnesi gibi dışarıdan yaklaşan bir uyarana hareketle tepki vermesi, anne karnında algılamanın başlamasına kanıt olarak gösterilmektedir. Anne karnındaki bir bebeğin algısıyla 3 yaşındaki bir çocuğun algısı elbette aynı değildir. Ama 3 yaşındaki bir çocuğun davranışlarını belirleyecek psikolojik unsurların, anne karnında geliştiği düşünülürse, dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Bebek, Kordondan Sadece Besinleri Almaz
Hamilelikte beslenme ve psikoloji, eşit derecede bebeğinizin gelişimi kadar önemlidir. Bebek, kordonundan sadece besinleri değil duygu durumlarınızı da alır. Eşinizle yaşadığınız her deneyime verdiğiniz tepkiden tutun da çevrenizdeki koşullara ve insanlara karşı hissettiğiniz, dış dünyaya verdiğiniz her tepkiyi de besinleri özümsediği gibi özümser. Hücrelere kodlanan algı, hücre gelişimiyle birlikte daha üst seviyelere çıkar. Hücre, kayıt ettiği her bilgiyi ilerleyen haftalarda sinirsel algıya dönüştürerek gelişir. En ufak yapı taşımız olan hücreden meydana geldiğimiz düşünüldüğünde, anne karnında başlayan bu hücresel kodlamaların önemini kavrayabilmek mümkündür. Folik asit, B vitamini ailesinin bir üyesidir ve DNA sentezi ve hücre bölünmesi süreçlerinde önemli yeri olan bir vitamindir. Hücre gelişiminin önemi artık bilindiği için hekimler hamilelik öncesi süreçten başlayarak anne adayının folik asit kullanımına önem verirler.
Psikolojik Durumlar Ötelenmemeli
Genelde anne adayları beslenme üzerinde yoğunlaşıp bebeklerini etkileyecek psikolojik durumlarını ikinci planda bırakırlar. Bu dönemde beslenme kadar anne ve babanın psikolojik durumu da önemlidir. Bu yüzden hamilelik sürecinde anne ve babanın, bebekleriyle sağlam bir bağ kurma ve bebeğin algı gelişimini sağlıklı süreçlerle başlatma konusunda bilinçlenmesi gerekir.
İyi planlanmış gebeliklerde hamilelik öncesi kontrol ve hazırlıklarla anne ve babalar hamilelik sürecinde bebekleriyle bağ kurmak adına daha bilinçli süreçler geçirmektedirler. Planlanmamış gebeliklerde ise, bilinçli süreç yaşama şansını bulamayan ebeveynler sorunlu süreçlere adım atmaktadır. Hayat her zaman planladığımız gibi gitmeyebilir. Önemli olan, hazırlıksız yakalandığımız durumlarda bile ne yapıp ne yapmayacağımızı bilebilecek kadar farkında ve bilinçli adımlar atabilmektedir.