Aşırı Koruma Zarar Verir
Kişisel gelişimin temeli çocuklukta atılır. Problemleri, psikolojik problemleri olan insanların geçmişine baktığımızda, bu temel eksikliklerin çoğunun çocuklukta başladığını görürüz. Çocuklukta yaşanan deneyimler, bireyin ileriki yaşamında nasıl bir yol izleyeceğini belirler.
Mutlu olmak için kendimizi başkalarıyla kıyaslamak, özgüven yetersizliği ve aşağılık kompleksi gibi durumların temelini oluşturur. Bu kıyaslama alışkanlığı çocuklukta başlar; özellikle anne babaların çocukları kıyaslaması, ileride yetişkin bireyde özgüven sorunlarına yol açar. Eğer özgüveni yüksek, mutlu ve başarılı bireyler yetiştirmek istiyorsak, önce işin temelini sağlam tutmalıyız; çünkü temel sağlam değilse, üzerine inşa edilen kişilik dengesi sarsılır.
Gerçek Hayata Hazırlayın!
Aileler, çocuğu ne kadar korurlarsa o kadar iyi yetişir diye düşünebilir. Ancak aşırı koruma, çocukları gerçek hayata hazırlamaz. Örneğin, yıllarca akvaryumda yetişmiş bir balığı okyanusa bırakmak onu kısa sürede öldürür. Çocuk da aynı şekilde, korunaklı bir ortamda büyüyorsa, dış dünyaya çıktığında mutsuz olur. Bu nedenle, çocukları gerçek yaşama uygun bireyler olarak yetiştirmek gerekir. Onu birey olarak görmek, kişiliğini, isteklerini, duygularını ve genetik yapısını kabul etmek çok önemlidir.
Çocukları aşırı korumak, onların kendi becerilerini deneme ve hata yapma fırsatlarını sınırlar. Altın kafeste yetiştirilen çocuk, gerçek hayata çıktığında özgüvenini kaybeder. Küçük zorluklarla başa çıkmayı öğrenemeyen bir çocuk, ileride uyum ve sosyal beceri sorunları yaşayabilir. Bu nedenle çocuk, kendi başına yapabildikçe desteklenmeli; basit görevlerde bile “Ben yapabiliyorum” duygusunu deneyimlemesine izin verilmelidir.
Kendini Değerli Hissetmeli
Anne babanın görevi, çocuğun kendinden ayrı bir birey olduğunu fark etmek ve ona bu alanı tanımaktır. Çocuğa yapmadığımız bir şeyi, örneğin eşimize veya arkadaşımıza yapmadığımız bir davranışı, ona da yapmamak gerekir. Sınırsız sevgi ve saygı göstermek, onun kendini güvende hissetmesini sağlar. Çocuk, kendini değerli hissettiğinde ve birey olarak kabul edildiğinde, özgüveni de doğal olarak gelişir.
Sonuç olarak, kişisel gelişimin temeli çocuklukta atılır ve bu temel, aile tutumları, özgüven ve gerçek yaşama hazırlıkla şekillenir. Çocuklukta verilen sevgi, ilgi ve farkındalık, bireyin gelecekteki başarısı ve mutluluğu için en önemli yatırımdır. Sağlam atılan temeller, güçlü ve dengeli bireyler yetiştirir; eksik veya yanlış temeller ise ileride telafisi zor boşluklara dönüşebilir. Çocukluk dönemi, kişisel gelişimin en kritik aşamasıdır ve doğru yönlendirme, onu güvenli, mutlu ve özgüvenli bir birey olarak yetiştirmenin anahtarıdır.